5 Ara 2011
Bebeğim Gelirken.. Bölüm I
Güneş'in doğumundan sonra yaşadıklarımı düşündüm geçen gün.. Nasıl da hızlı geçmiş zaman..
Uzun zamandır bebek beklerken, doğum ve sonrasında yaşadıklarımla ilgili bir liste yapmak vardı aklımda.. Bugün kısmetmiş..Ancak toparlayabilirim sanırım..
Bebeğim doğana kadar internetten bir sürü şey takip etmiştim. Bebeğimin anne karnındaki durumuyla ilgili bazen endişelendim, bazen sevindim.
Asıl listeyi oluşturmamı gerektiren de şu düşünce oldu:
Bebeğim doğmadan önce herşeyi okudum, biliyorum, diğerleri nasıl yapıyorsa ben de yaparım, yanımda da birileri olacak elbet.. diyordum..
Oysa başınıza gelene kadar neyin ne olduğunu bilmediğiniz gibi, öğrendiklerinizin bir kısmını da öğrenemediğiniz ortaya çıkıyor. Dışarıdan müdahaleler de cabası....
Öncelikle Güneş'e hamileliğimde yaşadığım sıkıntılı bir dönem vardı.. Onu anlatmak istiyorum... "Bir rahatsızlık olabilir" ihtimali vardı. Tabi ki ben de her anne adayı gibi tedirgin oldum.Yalnız beni asıl rahatsız eden durum şu oldu: Annem dahil tüm büyüklerim herşeyi internetten okuyup gereksiz endişelendiğimi, aşırı pimpirikli olduğumu söylediler..
Oysa ki yalnızca doktorumun endişelendirdiği kadar endişelenmiştim. Tabi ki çekmeyen bilmiyor , onlar kendi zamanında yaşadıklarını hatırlamadıkları için, sakinleştirmek yerine "pimpiriklisin, çok abartıyorsun, çok kurcalıyorsun da ondan" şeklinde daha da sinir bozuyorlar..
Sevgili anne adayları.. Öncelikli tavsiyem naçizane: sakinleşmeye ihtiyacınız olduğunu unutmayın, durum her ne kadar kötü olursa olsun, sizi sakinleştirecek birileri yoksa derdinizi anlatmayın. Öğrendim ki sakinleştirecek kişi annem değilmiş! ( O bana ne kadar paniksin dedikçe daha da kızıyordum, olumsuz etkileniyordum)
Bir diğer konu da doğumdan sonra..
Lohusa sendromu diye bir şey var.. Gerçekten etrafınızdakilerle ,yakınlarınızla bu konuyu konuşmalı, alttan alın demeyi bilmelisiniz..
Yemek yaparken neden o tencereyi kullandı diye bile kızabiliyor insan.. Ve böyle ufak tefek şeyler bile , bebeğinizi etkiliyor..
Düşünüyorum da ; doğumdan sonra en sakin zamanlarımı, yalnız , bebeğimle başbaşa kaldığımda geçirdim.. İlk 20 gün gaz sancısı çeken bebeğim, gelen giden telaşı bitip de ben evde yalnız kaldığımda, nasıl da mışıl mışıl uyudu, sakinleşti...
Demek ki stres, anne sütüyle geçebilen zararlı bir şeymiş....
Ve bu uzun listenin bu günkü bölümünü kapatırken son olarak eklemek istediğim bir şey:
Büyükler artık her zaman doğruyu söyleyemiyor olabilirler... Bilgileri eskimiş, körelmiş, unutulmuş olabilir. Hatırlamamaları normal..Yönlendirmelerinde kötü niyetli değiller elbet..
Ancak tek bir doğru var ki hiç şaşmıyor;
Annelik iç güdüsü süper bir şey ve anne olduktan sonra süper güçleniyor.
Şöyle anlatayım: Doğumdan hemen sonra kendime güvenim hormonların etkisiyle dip yaptı.
Annem tecrübeli, bir şey diyorsa doğrudur dedim hep. Oysa 25 sene önceki tecrübe, içgüdü dürtmesi başkaydı, şimdi hissettikleri başka...Oysa kendime güvenseydim her şey çok daha kolay olacaktı benim için..
Acaba bebek aç mı dedim, yok canım şimdi mama verdin ya dedi.. Oysa bebek meme istiyordu.. Açlık değildi ki yalnızca .. Ya da acaba gazı mı var dediğimde kesin gazı vardı..
Acaba bir yeri mi ağrıyor dediğimde gerçekten ağrıyor olduğu ortaya çıkıyordu.. Odasında uyuyan bebeği hissederdim: 5 dk sonra uyanacak.. kesin uyanırdı...
Yani biliyorum bu hormonlar çok kötü. ..dip oluyor bu güven..
Ama kimse de beni dürtmedi : Kendine güven, sadece iç sesini dinle, bebeğini yalnız sen anlayabilirsin, başkası senin kadar bilemez, hissedemez...
Sevgili anne adayları.. ben, sizi ve kendimi dürtüyorum: 10 hafta sonra kendime güvenim tam olacak.. Bebeğimi en iyi ben anlayacağım.. Ben her şeyi iç güdülerimle, iç sesimin bana söyledikleriyle çözeceğim.
Şimdilik bu kadar..
Sevgiyle kalın..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
bakalım en çok 6 -7 hafta sonra tanışacağım minik parçamla :) çok güzel bir yazıydı tek celsede okudum:) aynen sizin gibi düşünüyorum, içgüdülerim neyi nasıl yapmam gerektiğini zaten anlatacak bana, hiç korkmuyorum ve hiçbir endişem de yok ...:=)
Yorum Gönder