19 Şub 2010

işte yeniden ...


Güzel ve güneşli bir sevgililer günü sabahıydı.. Gecenin çooooooooooookk geç satlerine kadar çalışarak tamamladığım kapı süsünü fotoğraflamak için en güzel fotograf çekebileceğim camın perdesini açtım... ay ne güzeeeeeeeeeeeelllll.. bahar gelmiş bile... hem  de sevgililer gününde.. bugün güzel olacak dedim kendimce ki öyle de oldu... önce kapı süsümü anlatayım, gecenin köründe aklıma yeni bişi yapmak geldi, mutfakta temizlik için kullandığım bezleri şerit şerit kestim, gül yapmaya karar verdim.. ama sadece pembe olmaz ki.. yanına arkadaş da lazım.... ufak bir araştırmayla , bir zamanlar eldiven yapmak için aldığım polarım aklıma geldi.. hem renkleri güzel, hem de dokusu farklı olacaktı... ki oldu da zaten.. bu arada nasıl yaptığımı da anlatayım kısaca.. şerit şerit kestiğim mutfak bezi ve poları kendi etrafında çevirerek sardım.. daha sonra yapılışını da tek tek resimle anlatayım ama bugün üşeniyorum... kısa bi anlatım oldu gerçekten:)
önceki akşam yaptığım kırmızı kapı süsünün üzerine koymuştum fotoğraflamak için..ama eşim böyle daha zengin durdu diye ısrar edince ben de  üst üste yapıştırdım.. akıllı bıdıkım sağolsun...
günün geri kalanında da güzel şeyler oldu.. katılmam gereken bir organizasyon vardı.. koca göbeğimi daha da  ortaya çıkaracak bir elbise seçtiğimi bilemeden giydim.. çok şirin olmuşum öyle dediler .. giderken kırmızya uygun  uğur bözekli  küpe kolye  bileklik takımım vardı.. onları da takmıştım ki bir de ne göreyim.. Toplantı salonunun teması da uğur böcekli... her yanda uğur böcekleri.. pek de severim şirinleri..
bebişim rahatsız olmasın diye topalntıdan erken kaçıp kocacığımın kollarına sığındım..Güzel sevgililer günü oldu.... her günümüz böyle olsun....

kapı süsü2

kapımın boş kalmaması lazım ne yapsam diye düşünürken aklıma evde atılı duran bir parça kırmızı kumaş geldi... bu sefer de onu kestim şeritler halinde.. tabi bütün bunlar gündüz gözüyle olmadı, akşam saatlerinde başlandı.. yemek sonrası keyif sırasında benim çok çalışmam lazım diyerek oturdum yere.... genelde oturma odasında halımın üzerine dağılıyorum çalışırken.. ama kırmızı kumaşı kesmek çok iyi fikir değilmiş sonradan anladım..nedenini anlatırım birazdan..şerit şerit kestim, yine teğelleyip fırfır yaptım, kalp şeklinde kartona yapıştırdım.. bu kadar..ama beğenmedim büt türlü.. birincisi kırmızı kumaş kesmenin kötü bir fikir olma sebebi..kumaşı kesince kenarlarından ipler attı..oysa kesilmeden önce kenarları nasıl düzgün duruyordu? bir ikinci sebep de , iki komşunun kapısında da aynı şey olmasın dedim.. biraz fesatlığım mı tuttu bilmiyorum işte onu...ama yine de sabaha kadar kapımda durdu..  bir de yenisini yazayım da tam olsun....

kapı süsü

en yakın tarihte bir sevgililer günü vardı.. ben de oturdum çalıştım.. geçen sene olsaydı sevgilime kurabiyeler pastalar yapardım. Bu sene beni durduran şey,  sadece onun kurabiye yemeye hevesli olmaması değil, bir de göbüşümdü..Eee.. çok yorulmamak bol bol dinlenmek lazım değil mi?  ben de oturdum bari sevgilileri gününde kapıdan içeri sevgiyle girelim dedim..
fırfırlı şeylere bayılıyorum ancak genelde küçük  yuvarlak parçaların birleştirilmesiyle çok çok güzel oluyorlar.. ama tembel adam yaratıcı olur diyerek ,  evde duran tülü uzuuunn şeritler halinde kestim ve fırfır yaptım.. kalp şeklinde kestiğim kartonun üzerine dıştan içe doğru  silikonla yapıştırdım.. ortasına  evde kalmış bir plastik kalple işi bitirmiştim ki, çok soluk geldi.. ben de bir parça simli kurdeleyi iliştiriverdim .. altına da püskül... oldu bittiii....
derseniz ki şimdi kapında mı? derim ki hayır.... komşucum çok beğenmişti.. sevgililer günü niyetine ona hediye ettim... ama kapım boş mu kaldı.. Hayıııırrrr:)

uzun süre ardından...

bir zamanlar büyük bir aşk ve şevkle hazırlamaya başladığım ama istemli ve istemsiz çeşitli sebeplerle yarım bıraktığım bloguma yeniden hoşgeldim.. küçük gizli kuytu köşeme dönmek gibi hissettim birden..
bakalım ne çıkacak içinden...